Diyarbakır’ın en yaygın meyve ağaçlarından birisi şüphesiz dut ağacıdır. Cadde kenarları, kaldırımlar, evlerin avluları ve geniş bahçeler, kimi genç kimi asırlık dut ağacıyla çevrilidir. Bahar geldiğinde geniş yapraklarıyla şehri yeşerten, sıcak yaz günlerinde gölge olan, meyvesine ayrı yaprağına ayrı değer verilen bir ağaçtır dut. Bir şehrin kimliğinin sahip olduğu tabiat varlıklarıyla da şekillendiğini düşünürsek, dut ağacının da Diyarbakır’ın kimliğinde önemli bir yeri olduğunu söyleyebiliriz. Şehrin dut ağacıyla ilişkisine geçmeden önce dut ağacı hakkında kısa bir bilimsel bilgi aktaralım: Moraceae familyası Morus cinsine ait olan dut ağacı, genellikle ılıman iklimlerde yetişen ve ortalama 10-20 m yüksekliğine ulaşabilen bir meyve ağacıdır. Yaprakları oval veya kalp şeklinde olabilir. Çiçekleri göze çarpmayacak kadar küçüktür ve çoğunlukla mayıs-haziran aylarında açar. Meyveleri yumuşak, yuvarlak veya oval şekilli, siyah veya kırmızı renkte olabilir ve tatlı bir lezzete sahiptir. Dut, Asya, Kuzey Amerika ve Avrupa’da yetiştirilen, ancak özellikle Akdeniz, Orta Doğu ve Asya’nın bazı bölgelerinde popüler bir meyvedir. Meyveleri taze veya kurutularak tüketilir; ayrıca reçel, marmelat, şurup ve tatlı yapımında da kullanılır.İklim ve toprak özellikleri bakımından çok seçici olmayan dut ağacı, ülkemizin neredeyse her yerinde rahatlıkla yetiştirilebilmesine karşın sıcak, ılıman ve bol güneşli yerlerde daha iyi yetişme özellikleri gösterir. Genellikle tam güneş ışığı alan yerlere dikilir; yarı gölge alanlarda da yetiştirilebilir ancak bu durumda meyve verimi azalabilir. Soğuğa dayanıklıdır, ancak dona maruz kalmaması önemlidir. Dut ağacı, özellikle meyve verme döneminde düzenli bir şekilde sulanmalıdır. Sulama suyunun ağaca yakın bir yere verilmesi daha etkilidir. Bitkinin iyi gelişimi için yapılacak kültürel işlemlerden biri budamadır ve ağacın dinlenme haline geçtiği kış mevsiminde yapılması tavsiye edilir.
Diyarbakır’ın Dut Ağaçları
Geçmişten günümüze uygun iklim şartları sebebiyle, ülkemizde dut ağacının en iyi yetiştiği şehirlerden biri Diyarbakır olmuştur. Şehrin hemen her yerinde yaygın olarak görülen dut ağacının özellikle karadut türü, albenisinin fazla olmasından dolayı daha çok tercih edilir. Mayıs aylarından itibaren Diyarbakır’da adeta dut mevsimi başlar, bunu üstünde yürüdüğünüz kaldırımlara dökülen dutlardan anlayabilirsiniz. Şehrin kalbi konumundaki Dağkapı ve Balıkçılarbaşı’nda ve her gün farklı mahallede kurulan semt pazarlarındaki tezgâhlarda da bolca dut görebilirsiniz. Bu dutlar çoğunlukla Hevsel Bahçeleri veya Gazi Köşkü civarının mahsulüdür.Diyarbakır’da dut ağacının bu kadar yaygın olması, tek başına gölgesi ve meyvesi için değildir tabii. Aslında bu ağacın Diyarbakır için önemi çok eski tarihlere dayanır. Bu önem, 1200’lü yıllarda hüküm sürmüş Artuklular zamanından 1940’lı yıllara kadar, Suriçi’nde bir zamanlargelişmiş bir üretim kolu olan ipekçilikten kaynaklanır.Diyarbakır’da oldukça ileri durumda olan ipek dokuma işiyle uğraşan esnaf, 16. yy’a kadar ipek kozasını İran’dan alıyordu. Bu yüzyıldan sonra, İran’a bağımlı kalmamak adına bir karar alınmış ve şehir kendi ipekböceği kozasını kendisi yetiştirmeye başlamıştır. Bilindiği gibi ipekböceğinin tek besin kaynağı da dut ağacının yapraklarıdır. Koza üretimine geçilince şehrin birçok bölgesine dut ağacı dikilmiş ve ücretsiz fidan dağıtımı yapılmıştır. 17. yy. Osmanlı Arşiv Belgeleri, surların dışında kalan Hevsel Bahçeleri’nde dut fidanı dikiminin teşvik edildiğinden bahseder. Bu teşvikle aynı zamanda sur dipleri ve Fiskaya civarı da dut ağaçlarıyla donatılır. Bu arada Kulp, Silvan ve Lice’de de dut ağacı dikimi teşvik edilir.1847 tarihli bir arşiv belgesinde o dönemde ipek üretimi yapan Amasya ve Diyarbakır’da yetişen dut ağaçları karşılaştırılmış, Amasya’da yetiştirilen bir ağacın beş seneden önce meyve vermediği, Diyarbakır’da ise bir dut ağacının üç sene sonra meyve vermeye başladığı belirtilmiştir. Ayrıca şehre hâkim olan iklim sebebiyle Diyarbakır’da yetişen ağaçların daha uzun bahsedilmiştir
Dut Yaprağı ve İpekböceğinin ortak hikâyesi
Doğal yapısı, parlaklığı, inceliği, yumuşaklığı, dayanıklılığı ve esnekliği ile en kıymetli tekstil hammaddesi olan ipek, ipekböceğinin ördüğü ipek kozasından elde edilir. Dünya tarihinde uzun bir geçmişe sahip olan ipekböcekçiliği, ekonomik ve sosyal nedenlerle zaman zaman krizli dönemler geçirmesine rağmen, geleneksel olma özelliği nedeniyle kırsal kesimdeki çiftçi ailelerin vazgeçemediği bir üretim kolu olmaya devam ederek günümüze kadar gelmiştir.İpek üretiminin ilk olarak MÖ 2700 yıllarında Çin’de başlayıp, sonrasında buradan dünyaya yayıldığı bilinmektedir. Çin uzun süre ipekböcekçiliğini bir devlet sırrı olarak gizli tutsa da, ipek kozası 6. yüzyılda, Moğol İmparatorluğu’nun fethettiği yerlere yayıldı ve Avrupa’ya kadar ulaştı. Anadolu’ya gelişi ise Çin’e komşu olan Türkler vasıtasıyla oldu. İpeğin, Türkistan’ın İpekyolu güzergâhındaki Hotan şehrinden Hindistan ve Turfan’a, oradan da İran üzerinden Anadolu’ya geçtiği biliniyor. İpek dokumacılığı bu anlamda ülkemizde 1500 yıllık bir geçmişe sahiptir.Dut ağacı ipekböceği için oldukçaönemlidir çünkü yumurtadan çıkan ipekböceği tırtılı, sadece dut yaprağı yiyerek beslenir. Bir tırtıl dut yaprağıyla beslenerek her bir kozadan tek parçada uzunluğu 800-1200 metre arasında değişen dünyanın en sağlam ipliğini üretir. Tabii ipekböceği için yaprak kalitesi de çok önemlidir. Beslemede sadece taze yaprak kullanılmalı, kızışmış, tozlu, çamurlu, ıslak yapraklar kesinlikle böceğe verilmemelidir. Üç kilo ipek böceği kozasından, iki kilo kadar ham ipek çıkar. Bir kutu ipek böceği için yaklaşık 500 kilogram dut yaprağına ihtiyaç vardır. Bu tabloya bakarsak, ipekçiliğin gelişiminde dut ağacının sayısı ve veriminin ne kadar önemli olduğunu daha iyi görürüz. Bu yüzden bu işe girişen üreticilerin ilk önceliğinin bir dut bahçesi oluşturmak olduğunu söyleyebiliriz.Günümüzde Diyarbakır’da sevilerek yetiştirilen ve tüketilen duttan, Çermik ve Çüngüş ilçelerinde pestil, pekmez, kesme ve dut kurusu yapılıyor. Geçmişteki ipek dokuma sanatının halen devam ettirildiği Kulp ilçesinde ise daha çok ipekböcekçiliğinde yararlanıldığı için dut ağacı hâlâ çok kıymetli. Kulp, toplam 70 bin adet ağaçla, Diyarbakır genelinde dut ağacının en çok bulunduğu ilçe olarak ön plana çıkıyor.