Diyarbakır’ın saklı güzelleri Şelaleler-8.Sayı

Diyarbakır’da yazlar sıcak mı sıcak geçer, denizi yoktur ama Dicle’si vardır ve hatta şehirden biraz daha uzaklaşmak isterseniz, çölde bir vaha gibi beliren Sinek Çayı Kanyonu oradadır. Kanyon, Diyarbakır’a 95 kilometre uzaklıkta bulunan Çermik ilçesinde yer alıyor. Ortasından akan Sinek Çayı ise azametli Fırat Nehri’ne dökülmeden önce kuzeydoğudan gelen Seyhan Çayı ve güneydoğudan gelen Kızılçubuk Çayı ile birleşerek insanların kıyısında kenarında oturup ferah sohbetlere daldığı cennetten bir köşeye dönüşüyor.

Yalnızca Kayalar ve Gökyüzü

Şimdi usulca kanyona süzülelim. Kanyon girişi oldukça hareketli, insanlar su üzerine kurulan ahşap tahtlarda oturmuş çaylarını yudumluyor. Kıyıda piknik yapanlar, yüzenler ve oracıkta bir taşın üzerine oturup Sinek Çayı’nın ve kanyonda esen serin rüzgârın ezeli şarkısını dinleyenler de var. Orada ihtimal ki zamansızlığı yakalamış görünen bu insanları saadetleriyle baş başa bırakıp kanyonun iç kesimlerine girdiğimizde, gökyüzüne doğru sağlı sollu uzanan yüksek ve keskin kayaları görüyoruz. Türkiye Dağcılık Federasyonu tarafından yapılan Kaya Tırmanış Bahçesi, bu spora gönül vermiş sporculara ev sahipliği yapıyor. Tırmanış parkurlarının zorluk dereceleri hem profesyonel sporcular hem debir şekilde düzenlenmiş. Adeta bir yılan gibi kıvrılan kanyonda ilerledikçe dış dünyadan izole olmuş gibi hissediyoruz, kayalar, gökyüzü ve bazı gizemli yoldaşlarımız; nerede olduğunu göremediğimiz ama seslerini duyduğumuz hayvanlar… Zamanın nasıl geçtiğini fark etmiyoruz ama bir noktada kanyonun keskin kaya blokları sona erdiğinde dönüş vaktinin geldiğini anlıyoruz. Aynı yoldan bu kez aşina duygularla yürüyor ve Sinek Çayı’nın kıyısına varıp huzurlu, dingin ama bir yandan da coşkulu ve neşeli görünen insanlara bakıyoruz yeniden. Bir tablonun içinde gibiler; ressamın insanları en doğru ışıkta, en güzel ortamda, yüzlerinde mutlu bir tebessümle resmettiği tablolardan birinde…

Tabiat Parkında İki Güzel Şelale

Çermik’te Sinek Çayı Kanyonu’ndan başka, bir de tabiat parkı bulunuyor. İlçe merkezine 35 kilometre mesafede yer alan ve 2022 yılında tescillenen ‘Yabanardı-Şeyhandede Tabiat Parkı’nda yöre halkının Muskan ve Miyalan adını verdiği şelaleler, son yıllarda ziyaretçi akınına uğruyor. Kendinizi neredeyse Karadeniz’in yeşil ormanlarında dolaşıyormuş gibi hissedeceğiniz bu tabiat parkına giriş yapmak için iki alternatif rota var. Biz Yabanardı (Miyalan) rotasından giriş yapalım. Bu rotada Yabanardı köyünün hemen çıkışındaki dik bir yokuştan aşağıya inmek gerek. Yukarıdan bakıldığında yeşil bir örtü adeta iç taraflardaki güzelliklerin üstünü örtmüş ve gizlemiş gibi. Örtünün altına indikçe saklı bir cennet ile karşılaşıyoruz; devasa çınar ağaçları, kuş cıvıltıları ve suyun rahatlatan sesi…Sola doğru kıvrılıyor ve bizi çağıran su sesine yöneliyoruz. Bu davete kim karşı koyabilir ki! Karşımıza çıkan manzara muhteşem; yaklaşık 15 metreden dökülen Yabanardı Şelalesi… İklim bir anda değişiyor sanki, gökyüzünü görmekte zorlanıyoruz, yazın kavurucu sıcaklığı yerini, baharın taptaze ferahlığına bırakıyor. Ama daha yolun başındayız. Yabanardı Şelalesi’nden ayrılıp suyu takip ediyoruz, bir nevi suyla beraber akıyoruz. Karşımıza irili ufaklı birkaç şelale daha çıkıyor. Gönül istiyor ki bu şelalelerin karşısında gün boyu oturalım. Kalkıp gitmek ve onları geride bırakmak istemiyoruz ama bir yandan da ‘Yol boyunca kim bilir başka hangi güzellikler vardır’ düşüncesi bizi harekete zorluyor. Bu düşüncelerle ve heyecanlı bir keşif duygusuyla yaklaşık 3.5 kilometre daha yürüdükten sonra bir yol ayrımında duruyor ve yukarıdan gelen farklı bir su kaynağını takip etmeye karar veriyoruz.Artık aşağıya doğru inmiyor,tatlı bir eğim ile yukarıya doğru çıkıyoruz. Yürüyüş yolu bizi bazen sağa, bazen de sola yönlendiriyor. Yol sürprizlerle dolu; karşımıza irili ufaklı küçük doğal havuzlar, kayalardan sarkan sarmaşıklar ve onları gizleyen yosun örtüleri çıkıyor. Yukarılardan gelen, gümbürdeyerek dökülen bir şelalenin coşkun sesi her adımda biraz daha yakınlaşıyor. Küçük şelaleleri geçerken heyecan ve merakımız artıyor. Sonunda, yaklaşık 30 metre yükseklikten dökülen Şeyhandede (Muskan) Şelalesi’ni bütün ihtişamıyla karşımızda buluyoruz. Şelaleye yaklaştıkça yüzümüze su zerrecikleri düşüyor, serin bir rüzgâr saçlarımızı okşuyor ve şelalenin altındaki küçük göl, ‘Durun burada’ diyor bize, ‘Kıyıya oturun, zamanı durdurun ve bütün telaşları unutun.’ 

Yorum Gönderin

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir