Dicle kıyısında uygarlığın ilk izleri: Körtik Tepe

Arkeolojik zenginlik bakımından Güneydoğu Anadolu Bölgesi’nin yeri tartışılmazdır. Bu anlamda her bölgenin kendine ait özgünlükleri olmakla beraber, Güneydoğu Anadolu Bölgesi’nin Diyarbakır özelinde ortaya çıkarılan değerleri, yerel olmaktan çok evrensel niteliktedir. Araştırmalar, evrensel kültür oluşumunun en eski izlerinin Güneydoğu Anadolu Bölgesi’nde bulunduğunu ortaya koymuştur. Bu gelişme, dünya kültür tarihini tartışılır hale getirmiş ve birçok konudaki egemen… Okumaya devam et Dicle kıyısında uygarlığın ilk izleri: Körtik Tepe

Yezidilik/Êzidilik – 2. Sayı

Yezidilik/Êzidilik, dinler tarihinin çokça merak edilen, dışa kapalı/ gizemli inanışlarından biridir. Daha düne kadar Güneydoğu Anadolu’nun birçok iliyle birlikte Diyarbakır’da da yaşamlarını sürdüren Yezidiler, bu şehrin inanç tarihine iz bırakmış farklı inanç topluluklarındandır.   Sözlü geleneğe dayanan, batıni etno-dinsel bir dinî yapılanma olan Yezidilik, kapalı bir inanç sistemi olduğu için ismi, kökeni, teşekkül süreci ve… Okumaya devam et Yezidilik/Êzidilik – 2. Sayı

Şemsîlik – 2. Sayı

17. yüzyılın başlarında Diyarbakır’a gelen Polonyalı Simeon, seyahatnamesinde, Şemsîler hakkında bazı bilgiler verirken, onlara ait bir mabedin varlığına değinir. Simeon, bu mabedin Mardin Kapı’nın dışında bulunduğunu, Diyarbakır’ın bir dönem Şemsîlerin merkezi olduğunu ve her cumartesi bu tapınakta toplandıklarını anlatır. Dinler Tarihi içerisinde, mahiyeti sadece mensupları tarafından bilinen dinler vardır. Böylesi dinler, inançları gereği başkalarına anlatılmadığı… Okumaya devam et Şemsîlik – 2. Sayı

Diyarbakır’ın İnanç Serüveninde Hıristiyanlık – 2. Sayı

Ezan sesleri ile çan seslerinin birbirine karıştığı mahallelerdeki insanların gelenekleri, sevinçleri, üzüntüleri, coşkuları da ortak bir kaderin içinde birleşir. Hristiyanlar ve Müslümanlar, birbirlerinin dinî bayramlarını kutlayan, sevinçte, kederde, kimi zaman geleneksel inançta birleşen iki ayrı dinin ama aynı toprağın insanları olurlar. Diyarbakır, yüzyıllar boyu birlikte yaşama sanatını icra eden, farklı dinlere, farklı kültürlere ev sahipliği… Okumaya devam et Diyarbakır’ın İnanç Serüveninde Hıristiyanlık – 2. Sayı

Şair Sırrî Râhile Hanım – 2. Sayı

Biyografi eserlerine kaydedilir ve şiirleri dergilerde yayımlanır. Önce Diyarbekir’de, daha sonra Bağdat ve İstanbul’da şair kimliğiyle öne çıkmaya başlayan Sırrî Hanım, hemşehrisi meşhur Alî Emîrî Efendi’nin de takdirle karşıladığı bir isimdir. Bu takdir sebebiyledir ki kaleme aldığı şiirler, dönemin edebiyat mecmualarında neşredilmiş; sağa sola dağılan şiirleri bizzat Alî Emîrî Efendi tarafından tedvin edilerek iki kapak… Okumaya devam et Şair Sırrî Râhile Hanım – 2. Sayı

Bir Osmanlı şehri olarak Diyarbakır

Kadim çağlarda “Amid” veya “Amida” adıyla anılan Diyarbakır, hem çeşitli geçim kaynaklarına sahip bir bölgenin merkezi olması, hem de önemli yolların kavşağında yer alması hasebiyle tarih boyunca birçok medeniyetin doğmasına imkân sağlamıştır. Birçok kavim ve devlete ev sahipliği yapan şehir, İran ve Anadolu merkezli devletlerin boy ölçüştüğü bir yer olmuştur. Özellikle, İslam öncesinde dönemin iki… Okumaya devam et Bir Osmanlı şehri olarak Diyarbakır

Doğu Roma’dan bugüne Zerzevan kalesi

Roma İmparatorluğu’nun doğudaki en uç sınırını oluşturan Anadolu’nun güneydoğusu, ekonomik, siyasi ve stratejik açıdan her zaman önemliydi. Bu coğrafyada hâkimiyet kurmak için tarihin iki büyük gücünün, Romalılar ve Parth/ Sasanilerin büyük mücadeleler içine girdiklerini görürüz. İşte, oldukça kilit bir noktada yer alan Roma’nın askerî yerleşimi Zerzevan Kalesi bu büyük mücadelelere tanık olmuştur.   Zerzevan Kalesi,… Okumaya devam et Doğu Roma’dan bugüne Zerzevan kalesi

Çağlar boyu ayakta: Diyarbakır surları

Diyarbakır Surları, 2015 yılında UNESCO Dünya Kültür Mirası Listesi’ne giren “Diyarbakır Kalesi ve Hevsel Bahçeleri Kültürel Peyzaj Alanı”, kent tarihinin ve hafızasının en önemli öğesi olarak varlığını günümüze kadar devam ettirmiştir. Tarihî kent merkezini çevreleyen ve genel hatlarıyla bugünkü sınırlarına 4. yüzyılda ulaşan Diyarbakır Surları, bugün de kentin en önemli simge yapısıdır. Diyarbakır’da hâkimiyet kuran… Okumaya devam et Çağlar boyu ayakta: Diyarbakır surları

Diyarbakır ovasında Assur egemenliği

Kuzey Mezopotamya’yı yaklaşık 1400 yıl boyunca yöneten Assur krallarının, Mardin-Midyat Eşiğini (Kaššiari Dağları) geçip Diyarbakır ovasını fethetmek için tek bir sebepleri vardı: Maden, kayaç ve ağaç gibi hammadde ihtiyaçlarını karşıladıkları Toros Dağlarına ulaşmak. Diyarbakır Ovası, yağmura dayalı tarım uygulamalarının yürütülebileceği, bol yağış alan kuşakta bulunan geniş, verimli tarım alanlarından dolayı da Assur krallarının ilgi alanında… Okumaya devam et Diyarbakır ovasında Assur egemenliği

İçkale’ye yazılmış bir tarih: Amida Höyük

Diyarbakır’ın köklü tarihinin çekirdek noktasını oluşturan Amida Höyük, kent merkezinde yerleşimin başladığı ilk yer olarak biliniyor. Bugün konum itibarıyla merkez Sur ilçesinde, Saray Kapı’dan girilen İçkale’nin kuzeybatısında yer alır. Kentin ilk sakinleri tarafından yerleşim yeri olarak bu noktanın seçilmesinin sebebi, İçkale’de bulunan su kaynağından ve yakınındaki Dicle Nehri’nin bereketli sularından istifade etme isteğidir. Ayrıca önemli… Okumaya devam et İçkale’ye yazılmış bir tarih: Amida Höyük