Silvan’da Bir Artuklu Mirası; Malabadi Köprüsü

İ lk yapılış tarihi 10. yüzyıla kadar inen Malabadi Köprüsü, Diyarbakır’ın Silvan ilçesi sınırları içinde yer alır. İlçenin doğusunda, şehir merkezine yaklaşık olarak 10 km. mesafede bulunan köprü, Batman Çayı üstüne inşa edilmiştir. Günümüzde araç trafiğine kapalı olup sadece yaya trafiğine açıktır.

 

Bugünkü köprünün yerinde önceleri Mervani Devleti’nin kurucusu Bad bin Dûstek (983-990) tarafından yaptırılan ve bânisi Bad bin Dûstek’e izafeten “Malabadi (Bad Ailesi)” adıyla anılan bir köprünün varlığı biliniyor. Zamanla tahrip olan ve günümüze ulaşmayan bu köprünün yerine, üzerindeki kitabeye göre 542/1147 tarihinde Mardin Artuklu Beylerinden Hüsamettin Timurtaş tarafından bugünkü mevcut köprü yaptırılmıştır.

 

Köprü üzerindeki kitabenin metni şöyledir: “Bismillahirrahmanirrahim. Bu köprünün yapılmasını ve masraflarının kendi malından ödenmesini beş yüz kırk iki yılında Artukoğlu İl-Gazi oğlu Timurtaş buyurdu.” Tarihçi İbnü’l-Ezrak da Malabadi Köprüsü’nün yerinde daha önce bir köprünün bulunduğunu ve bu köprünün o dönemde Akarman Köprüsü olarak adlandırıldığını söyler. Ayrıca ilk köprünün 539/1145 yılında yıkıldığını, bunun yerine 542/1146 yılında bugünkü köprünün inşa edildiğini ve 549/1154 senesinde yaşanan müthiş bir selin köprünün bazı kısımlarını tahrip ettiğini anlatır. Köprü bu sel afetinden sonra, Timurtaş’ın oğlu Necmeddin Alpî tarafından 1155 yılında onarılmıştır.

 

Osmanlı’nın son yıllarında Diyarbakır’da valilik yapan Vali Kurt İsmail Paşa (1868-1875) ve Vali Faiz Bey (1935) zamanlarında da onarım gören köprü, bugünkü görünümünü Karayolları Bölge Müdürlüğü tarafından 2010-2013 tarihlerinde yapılan restorasyonla kazanmıştır.

 

Kesme taş malzemeden inşa edilen Malabadi Köprüsü, ana gözlü, yolu dik eğimli olan köprüler grubuna girer. Beş göze sahip köprüde suyun geçtiği ana göz yüksek ve geniş, yan gözler ise tahliye vazifesi gördüğünden daha küçük tutulmuştur. Eserin uzunluğu 281,67 m, eni 7,15 m, yüksekliği ise kilit taşına kadar 24.50 m’dir. Köprünün ana göz kemer açıklığı 40,80 m’dir.

 

Eski Diyarbakır-Bitlis Kervan Yolu üzerinde inşa edilen Malabadi Köprüsü, bu güzergâhta seyahat eden yolcuların Batman Çayı’nı aşmalarına imkân tanımıştır. Biri doğu, diğeri batı tarafta olmak üzere iki odası bulunan köprü, aynı zamanda yolcular için bir dinlenme ve konaklama mekânı olarak da işlev görmüştür. Dikdörtgen planlı inşa edilen yolcu odalarının üstü tuğla malzemeden beşik tonozla örtülüdür. Odalar kuzey ve güney tarafta birer pencereyle Batman Suyu’na açılmaktadır. Doğudaki odanın içinde bir de tuvalete yer verilmesi oldukça dikkat çekici bir ayrıntıdır.

 

Taşlara işlenen tarih: köprü üstündeki kabartmalar

 

Malabadi Köprüsü anıtsal yapısıyla birlikte üzerindeki süslemelerle de Türk Sanatı tarihinde önemli bir yere sahiptir. Köprü üzerinde sarı kalker taşına oyma ve kabartma tekniğinde işlenen çeşitli süslemeler mevcuttur. Bunlar insan figürleri, aslan ve Güneş kabartmalarıdır. Köprünün memba ve mansap yüzlerinde bulunan bu kabartmalar genelde selyaran ve topukların üst kısımlarına yerleştirilmiştir.

 

Silvan’daki başka yapılarda da yer alan aslan figürlerinin Güneşle birlikte tasvir edilmesi ilgi çekici bir özelliktir. Astrolojik anlamlar taşıyan bu tasvirlerde, aslan burcunun Güneş gezegeninin etkisinde olduğu düşüncesine ulaşmak mümkündür. Bir arada kullanılan bu iki gücün böylece sembolik anlamı artırdığı düşünülmüştür.

 

Memba tarafında, orta gözün doğu tarafındaki selyaranlardan dıştakinin üst kesimine yerleştirilen kabartma özellikle dikkat çekicidir. Burada, çokgen planlı selyaranı örten piramidal külahın bitiş seviyesinden itibaren ayakta tasvir edilmiş bir insan figürü yer alır. Figürün ayakları, gövde kısmı ve baş kısmı genel hatlarıyla kabaca işlenmiştir. Gövde bölümü, üzerinde yer alan bir kıyafetle verilen figürün yüzünde hiçbir ayrıntı göremeyiz. Figürün yukarıya doğru kaldırdığı sol kolu, zamanla tahrip olmuş durumdadır. Bu figürün üst kesiminde iki insan figüründen oluşan ikinci bir düzenlemeye yer verilmiştir. Bu figürlerde de bir tahribat göze çarpar. Kabaca tasvir edilen figürlerde ayrıntılı bir anlatıma yer verilmediği için, figürlerin duruş şekli ve hareketleri dışında, diğer özellikleri hakkında bir fikir sahibi olmak mümkün değildir. Sivri uçlu başlıklarla tasvir edilen figürlerden doğu tarafta yer alanı oturmuş vaziyette, diğeri ise ayakta durur haldedir. Bu kompozisyona baktığımızda oturan figürün, elinde tuttuğu nesneyi ayaktakine doğru uzattığını, ayakta duran figürün de bu nesneyi almak üzere ellerini oturana doğru uzattığını görürüz. Bu figürler üst kesimde yuvarlak kemer formu ile çevrelenmiştir. Kemer, küçük kareciklerin kaydırmalı eksenlere doğru sıralanarak oluşturduğu çift diş sırası ile belirlenmiştir. Kemer köşeliklerinde bulunan yarım palmet motifleri, uçları kemerin kilit noktasında birleşecek şekilde yerleştirilmiştir.

Malabadi Köprüsü’nün üzerinde diğer köprülerden farklı olarak bir ki bu oldukça önemli bir ayrıntıdır. Anadolu-Türk sanatında Malabadi Köprüsü dışında başka bir örneğine rastlanmayan bu sahnenin, Irak Selçuklu Sultanı Muğisiddin Mahmut’un köprüyü inşa ettiren Timurtaş’a köprünün planı ya da anahtarını teslim etme töreni olduğu tahmin ediliyor. Bir başka fikir de köprünün mimarı Emir Şeref’in, yaptığı köprünün anahtarını Artuklu hükümdarı Timurtaş’a takdim etme sahnesi olduğu yönündedir.

 

Malabadi Köprüsü, üzerinde barındırdığı kabartmalarla Artuklu devri köprüleriyle ortak özelliktedir. Köprü üzerindeki insan figürlerine yine Artuklu döneminde inşa edilen Hasankeyf Dicle Köprüsü’nde de rastlarız. Yine burçlarla ilişkili olduğu düşünülen Güneş ve aslan kabartmalarının bir benzerini Cizre Dicle Köprüsü’nde görürüz. Köprü, iç kısmındaki odacıkları, abdesthanesi ve çeşitli kabartma figürleriyle Diyarbakır’daki Artuklu sanatının en dikkat çekicilerinden biridir. 1940 yılında köprüyü inceleyen Albert Gabriel’in köprü için söylediği; “Modern statik hesabının olmadığı devirde bu açıklıkta o zaman için böyle bir eser hayranlık ve takdiri muciptir. Ayasofya’nın kubbesi köprünün altına rahatlıkla girer. Balkanlarda, Türkiye’de, Orta Şark’ta bu açıklıkta, bu yaşta köprü yoktur” sözleri, köprünün taşıdığı evrensel değerlere işaret etmesi bakımından önemlidir.

İrfan Yıldız

Prof. Dr., Dicle Üniversitesi, Sanat Tarihi Bölümü, Amida Höyük Kazı Başkanı).

Please wait while flipbook is loading. For more related info, FAQs and issues please refer to DearFlip WordPress Flipbook Plugin Help documentation.

Array
50% LikesVS
50% Dislikes
Bu yazıyı paylaş
Facebook
Twitter
WhatsApp
Email

Sizin Gözünüzden Diyarbakır

Bu kısımda sizin de görselinizin bulunmasını isterseniz fotograf@diyarbakirdergisi.com mail adresinize fotoğrafınızı gönderebilirsiniz.