Roma İmparatorluğu’nun doğudaki en uç sınırını oluşturan Anadolu’nun güneydoğusu, ekonomik, siyasi ve stratejik açıdan her zaman önemliydi. Bu coğrafyada hâkimiyet kurmak için tarihin iki büyük gücünün, Romalılar ve Parth/ Sasanilerin büyük mücadeleler içine girdiklerini görürüz. İşte, oldukça kilit bir noktada yer alan Roma’nın askerî yerleşimi Zerzevan Kalesi bu büyük mücadelelere tanık olmuştur.
Zerzevan Kalesi, konumu itibariyle bütün vadiye hâkim, antik ticaret yolu üzerinde geniş bir alanı kontrol altında tutan, stratejik bir Roma sınır garnizonudur. Ancak Zerzevan’da sadece askerlerin kalmadığı, aynı zamanda sivillerin de yaşadığı biliniyor. Tarihî Asur dönemine (MÖ 882-611) kadar giden kale, Persler döneminde de (MÖ 550-331) Kral Yolu üzerinde bulunan yerleşim alanlarının yol güvenliğini sağlamak amacıyla kullanılmıştır. Mevcut mimari kalıntılar ve kazı çalışmalarında ele geçen buluntular incelediğinde, asıl askerî yerleşimin Romalı Severuslar Dönemi’nde (MS 198-235) inşa edildiği söylenebilir. Yerleşimin surları ve yapıları Anastasios I (MS 491-518) ve Justinianos I (MS 527-565) dönemlerinde onarılmış, bazı yapılar ise yeniden inşa edilerek kullanılmaya devam edilmiştir. Bölgenin 639 yılında İslam orduları tarafından fethine kadar da kale yerleşiminin kesintisiz devam ettiğini görürüz.
1200 metre uzunlukta, 15 metre yükseklikteki surlarla çevrelenmiş askerî yerleşimde, kamu yapılarının bulunduğu güney alanda, 21 metre yüksekliğinde gözetleme ve savunma kulesi yer alır. Ayrıca burada kilise, yönetim binası, arsenal (silah deposu), kaya sunağı gibi mimari yapılar da bulunmaktadır. Yerleşimin kuzeyinde ise cadde-sokaklar ve konutlar takip edilir. Konutların bulunduğu alanda villalar, su sarnıçları, yeraltı kilisesi, yeraltı sığınağı ve Mithras Tapınağı vardır. Surların dışında, yerleşime su sağlayan kanallar, sunu çanakları ve taş ocakları; nekropol alanında ise kaya mezarları ve tonozlu mezarlar oldukça dikkat çekicidir. Zerzevan Kalesi’nde hem yer üstü, hem de büyük bir yer altı şehri bulunur.
Garnizonun en iyi korunmuş kamu yapılardan birisi MS 6. yüzyıla tarihlenen kilisedir. Kiliseye ait en önemli eser ise şu an İstanbul Arkeoloji Müzesi’nde sergilenen ve eşi benzeri bulunmayan bronz bir vaftiz kovasıdır. Yerleşimin en büyük yapısı arsenal kilisenin kuzey tarafına düşer.
Zerzevan Kalesi’nde su ihtiyacını karşılayan ana kayaya oyulmuş 54 sarnıç yapısı tespit edilmiştir. Konutların önünde yer alan bireysel sarnıçların dışında, kamunun kullanımı için kuzey bölümde var olan büyük sarnıçlar da gün yüzüne çıkarılmıştır. Sarnıçlara su, özel olarak yapılmış kanallar vasıtasıyla sağlanırdı. Yerleşimde binlerce kişinin barınabileceği, özel bir havalandırma sistemine sahip yeraltı sığınakları da tespit edilmiştir.
Cadde ve sokakların izlenebildiği, kuzeye doğru alçalan bölge konut alanıdır. Birden fazla mekândan oluşan konutların, temel kısımları ana kayaya oyulmuş, ana kayanın oyulması ile elde edilen bloklar ise yapı duvarlarında kullanılmıştır. Kuzeydeki konut alanı dışında kamu yapılarının ağırlıkta bulunduğu güney bölümde de daha büyük boyutlu -villa denilebilecek- konutlar vardır. Bu yapılar kentin yöneticilerine ve üst düzey kişilerin kullanımına yönelik olmalıdır.
Yerleşimin merkezinde, Roma Dönemi’nden kalma bir kaya mezarından dönüştürülmüş, burada yaşayan ilk Hıristiyanların kullandığı yer altı kilisesi bulunur. Başlangıçta ana kayaya oyularak yerin altına inşa edilmiş, yedi basamaklı, tek girişli, üç klineli bu kilise, MS 3. yüzyılda kullanılmış olmalıdır. Roma dünyasında Hıristiyanlığın serbest bırakılmasıyla birlikte burada yaşayan küçük bir grup, mezarı dönüştürerek ibadetlerini bu yapıda gerçekleştirmişlerdir.
Roma’nın doğu sınırındaki ilk tapınağı: Mithras
Dünyanın en iyi korunmuş tarihî askerî yerleşimlerinden birisi olan Zerzevan Kalesi’nde en önemli yapılarından birisi de şüphesiz Mithras Tapınağı’dır. Roma’nın doğu sınırındaki ilk tapınağı olan yapı, yeraltına ana kaya oyularak inşa edilmiştir. Yapının doğu duvarında ana kayaya oyulmuş sütunlar ve ortada büyük, yanlarda iki küçük niş vardır. Ortadaki büyük nişin etrafındaki iki sütunun üzerinden yükselen kuşakta boya kalıntıları izlenebilir. Söz konusu kuşakta muhtemelen Mithras’a ait sembollere yer verilmiştir. Mithras’ın bir boğayı kurban ettiği sahnenin yer aldığı plaka da yine bu ortadaki büyük nişte tasvir edilmiştir. Mithras’ın sembollerinden olan ışın tacı motifi ise, tapınağın doğu duvarında görülebilir. Küçük nişlerden birisinde oldukça düzgün oyulmuş su veya kan çanağı ve hemen önündeki zeminde havuz bulunur. Su veya kan çanağı ile havuz, duvarın içinden geçen bir kanal ile bağlantılıdır ve Mithras dini törenlerinde su veya kan kullanıldığı bilinmektedir. Ayrıca tavan kısmında simetrik olarak yapılmış dört adet bağlama yeri tespit edilmiştir. Bunlar Mithras ayinlerinde kurban törenleri için kullanılmış olmalıdır.
Yapının giriş kapısında ise yazıt ve semboller açık bir şekilde görülür. Doğu kökenli bir tanrı olan Mithras “anlaşma ve dostluk” kavramlarının tanrısıdır, “aracılık eden” anlamına gelir. Aynı zamanda Mithras Güneş Tanrısıdır ve kültü güneşe tapınmaya dayanır. Pers, Hint, Yunan ve Roma kültüründe kendine yer bulan Mithras, ışığın, savaşın, adaletin ve inancın da simgesi olarak karşımıza çıkar. Kültünün, MS 2. ve 3. yüzyılda pagan Roma İmparatorluğu’nda oldukça yaygın olduğunu söyleyebiliriz. Roma’nın egemen olduğu bütün topraklarda özellikle askerler, tüccarlar ve aristokratlar arasında oldukça kabul görmüştü. Öğretisi dünyanın yaratılışı üzerineydi ve Mithras “Evreni kontrol eden tanrı” olarak da kabul edilirdi. Sadece erkeklerin kabul edildiği bu dinin, dinsel törenleri de dışarıya tamamen kapalı ve son derece gizlilikle yapılırdı.
Geçmiş uygarlıkların izini sürmede çok önemli bir rol üstlenen ve 2020 yılında UNESCO Dünya Mirası Geçici Listesi’ne alınan Zerzevan Kalesi ve Mithraeum, Diyarbakır için çok önemli bir kazanım. Kalede ve Mithraeum’da 2014 yılında başlanan kazı ve restorasyon çalışmaları bugün de devam ediyor. Açığa çıkarılan eserlerin ulusal ve uluslararası alanda büyük yankı uyandırdığı ve kalenin yerli ve yabancı turistlerin yoğun ziyaret ettiği bir ören yeri haline geldiği de önemle belirtilmesi gereken bir konu.
Aytaç Coşkun
Doç.Dr., Dicle Üniversitesi, Arkeoloji Bölümü, (Zerzevan Kalesi kazı başkanı).
Please wait while flipbook is loading. For more related info, FAQs and issues please refer to DearFlip WordPress Flipbook Plugin Help documentation.
Bu kısımda sizin de görselinizin bulunmasını isterseniz fotograf@diyarbakirdergisi.com mail adresinize fotoğrafınızı gönderebilirsiniz.