Mezopotamya’nın en kadim ve en dinamik şehri olan Amid (Diyarbakır), etrafının korunaklı surlarla çevrili olması, Dicle nehrinin kenarında ve önemli yolların kavşağında yer alması, verimli topraklara sahip olması ve dünyanın en eski maden yataklarından Ergani maden yatağına yakın olmasından dolayı tarihin her döneminde devletlerin dikkatini çekmiştir. Anadolu ve Mezopotamya’da kurulan birçok devlet Amid’i ele geçirmek için amansız mücadeleler vermişlerdir. Tarihte şehre sahip olma hayali kuran devletlerden biri de Hısn-ı Keyfâ (Hasankeyf) Artuklularıdır. Gerçekten de, Hasankeyf Artuklu Sultanı Fahrüddin Kara Arslan ve oğlu Nûrüddin Muhammed b. Kara Aslan’ın (1167-1185) da en büyük hayallerinden biri Amid’i almaktı. Ancak o dönemde Nisanoğulları devletinin egemenliği altında olan Amid’e bir türlü hâkim olamıyorlardı. Nûrüddin Muhammed, Selçuklu Sultanı II. Kılıç Arslan’ın Hasankeyf üzerine sefer düzenlemesinden sonra, Salâhaddin Eyyûbî’ye tâbi olmuş, onun Musul Atabeglerine ve Mardin Artuklularına giriştiği sefer sırasında yanında yer almıştı. Bu hizmeti karşılığında Salâhaddin de Amid’e yapmayı planladığı muhasara için Nûrüddin’e destek sözü vermişti. Amid’deki Nisanoğulları idaresine 1183 yılında son veren Salâhaddin, bu sözünü tutarak Nurüddin Muhammed’e Diyâr-ı Bekr’in bu önemli şehrini, içindeki zenginlikleriyle beraber teslim etti. Artık Amid, Artuklu hâkimiyetinde bir şehirdi ve Eyyûbîler tarafından 1231-32 yılında geri alınana kadar da Artukluların hâkimiyetinde kaldı. Tarih kaynakları, Nisanoğulları Sultanı Mesud’un şehri kaybedince, hazinelerini taşımak için Salâhaddin’den yardım istediğini yazar. Sultan Salâhaddin, Mesud’a üç gün süre verir ve hazineleri taşıması için de yük hayvanı ve işçi tedarik eder. İşçiler üç gün boyunca Mesud’un mallarını şehrin dışına taşırlar ancak bitiremezler. Bu manzara Fahrüddin Kara Arslan ve oğlunun bu kadar zengin olan Amid şehrini neden almak istediğini açık bir şekilde ortaya koymaktadır. Amid’in alınmasından sonra Hasankeyf Artukluları, şehri başkent yapar ve hükümet merkezini buraya taşırlar. Bir yandan yoğun bir imar faaliyetine girişirken, bir yandan da şehirde kendi adlarına sikke bastırırlar. Özellikle kendisi de mimar olan ve inşa ettirdiği eserlerin planını kendisi çizen Nâsırüddin Mahmud döneminde birçok eser inşa edilir. Urfa Kapı, Ulu Beden ve Yedi Kardeş burçları, İçkale kemerli giriş, Fetih Kapısı ve Fetih Kapısı’nın batısın – daki kapı, Mesudiye Medresesi, Artuklu Sarayı, Artuklu Kervansarayı, Malabadi, Halil Viran ve Haburman Köprüsü, bu dönemde inşa edilen ve Diyarbakır’a Artuklu hükümranlığı – nın mührünü vuran eserlerdir. Surlardaki Artuklu Kitabeleri Artuklular, şehri koruyan kale surlarına çeşitli dönemlerde ilaveler yaptırarak, surların koruma gücünü tahkim etmişlerdir. Bu ilavelerle ilgili surlarda altı tane Artuklu kitabesi vardır. Urfa Kapı’daki 579/1183 tarihli Nurettin Muhammed’e ait kitabe, Artukluların Amid şehrindeki ilk ki – tabesidir ve kapının inşası hakkında bilgi vermektedir. İkinci kitabe İçka – le’de, Bâbü’l-Ferec (Kurtuluş Kapısı) üzerindedir. 595/1198 tarihli kitabede kapının Artuk oğlu Muhammed oğlu, Diyâr-ı Bekr Sultanı, Melikü’l-Mes’ûd Ebu’l-Muzaffer Sökman tarafından açıldığı belirtilmektedir. 603/1206 tarihli üçüncü kitabe; İçkale’ye açılan kemerli kapının üzerinde yer alır ve Artuklu Sultanı Nâsırüddin Mahmud dönemine aittir. Dördüncü kitabe Ulu Beden Burcu’ndadır ve üzerinde burcun 605/1208-1209 yılında Ebu’l-Fetih Mahmud’un emriyle yapıldığı yazılıdır. Yedi Kardeş Burcu üzerindeki beşinci kitabede, burcun Artuklu Sultanı Melik Salih Mahmud tarafından Cafer oğlu İbrahim’e yaptırıldığı belirtilmektedir. Artuklu dönemine ait altıncı kitabe Bâbü’l-Ferec’in batısında bulunan kapının üzerindedir. Kitabede kapının Sultan Melik Sâlih Ebû’l-Feth Mahmud tarafından açıldığı bilgisi verilmektedir. Diyarbakır Artuklu Sarayı Artuklu Sarayı, tarihî Sur İlçesinde, İçkale Müze Kompleksi alanında Amida Höyük üzerinde yer alır. Bizans döneminde inşa edilen ve çeşitli nedenlerden dolayı tahrip olan Bizans Sarayı’nın temelleri üzerine, Artuklu Sultanı es-Salîh Nâsîrüddîn Mahmûd döneminde 1200-1222 yılları arasında inşa edildiği tahmin edilmektedir. Saray, daha sonra Diyarbakır merkezli kurulan diğer devletler tarafından da kullanılmaya devam edilmiş, ancak Osmanlı döneminde terk edildiği için bir süre sonra bakımsızlıktan yıkılmıştır. Amida Höyük’ün bulunduğu tepede toprak altında gömülü kalan saray da ilk kazı çalışması, 1961’de Oktay Aslanapa tarafından yapılmış ve kıymetli bulgular elde edilmiştir. Artuklu Sarayı divanhanesi avlulu, dört eyvanlı plan şemasına sahiptir. Çini ve mozaik süslemeleriyle öne çıkan saray, özellikle el-Cezeri’nin sibernetik çalışmalarını yaptığı ve kitaplaştırdığı yer olması açısından da ayrı bir öneme sahiptir. Artuklular döneminde Amid şehri aynı zamanda bir ilim ve kültür merkezidir. İslam medeniyetinin robotik ve sibernetik çalışmalarında zirveye ulaştığı bu dönemin ünlü âlimi ve mühendisi el-Cezeri, dünyanın ilk insansı robotunu Amid’de Artuklu Sarayı’nda yapmıştır. Mesudiye Medresesi Artuklular’ın Diyarbakır’da yaptırdığı ilk medrese olan Mesudiye Medresesi’nin inşasına Artuklu hükümdarı II. Sökmen tarafından başlanmış; II. Sökmen’in 1200 yılında ölümü üzerine, Artuklu hükümdarı Nâsîrüddîn Mahmud tarafından devam edilmiştir. Mahmud’un da 1222 yılında ölümüyle Mevdud zamanında 1223 yılında tekrar gözden geçirilen medrese bugünkü şeklini almıştır. Doğu batı istikametinde dikdörtgen bir alana oturan yapı, avlulu, tek eyvanlı ve iki katlı medreseler grubuna girer. Artukluların Mesudiye’den başka, yine Ulu Cami’ye komşu olarak yaptırdıkları Zinciriye medresesi de şehirdeki önemli eğitim kurumlarından biridir. Artuklu Kervansarayı İçkale’de Amida Höyük üzerinde bulunan sarayın kervansarayı olarak inşa edilen eser, Osmanlı döneminde şehrin valisi olan Hasan Paşa tarafından tamir edilip cezaevine dönüştürülmüştür. Giriş kapısı üzerinde bulunan kitabede, yapının Melik Sâlih Mahmud tarafından 600/1203-4 senesinde yaptırıldığı bilgisi yer alır. Günümüzde Diyarbakır Restorasyon ve Konservasyon Bölge Laboratuvarı olarak kullanılan Artuklu Kervansarayı, kareye yakın dikdörtgen bir plan şemasına sahiptir. Ortada açık avlu ve avlunun etrafında kapalı mekânlar yer almaktadır. Yapının girişi güneydedir. Dikdörtgen şeklindeki avlunun güneyinde kalan bölüm iki katlıdır. Buna karşılık doğu, batı ve kuzey bölümleri tek katlı olarak inşa edilmiştir. Ulu Beden Burcu Ulu Beden Burcu, şehri kuşatan dış kale surlarının güneybatısında yer alır. Evli Beden burcu olarak da bilinen burç 1208-09 tarihlidir. Kitabesine göre Artuklu Hükümdarı Melik Salih Nâsîrüddîn Mahmud döneminde, yine kendisinin çizdiği plan üzerine Mimar Caferoğlu İbrahim tarafından yapılmıştır. Cumhuriyetin ilk yıllarında, ev kirası ödeyecek imkânı olmayan bazı yeni evli çiftler bu burca yerleşip ev olarak kullandıkları için, Ulu Beden Burcu’na halk arasında Evli Beden Burcu da denmeye başlanmıştır. Ulu Beden Burcu, Yedi Kardeş Burcu’yla beraber, bir efsaneden yola çıkılarak Ben u Sen Burcu olarak da anılır. Silindirik planlı burç, planı ve bezemesiyle Yedi Kardeş Burcu’yla benzerdir. Burcun üzerinde güç, kuvvet, tılsım sembolü efsanevi yaratık tasvirlerine yer verilmiştir. Hâkimiyet sembolü çift başlı kartal, olağanüstü kuvveti sembolize eden kanatlı aslan ve sfenks kabartmaları bunlardan bazılarıdır. Yedi Kardeş Burcu Surların güneyinde yer alan Yedi Kardeş Burcu, Diyarbakır Kalesi’nin en büyük burçlarından biridir. Kitabesinden, yine Melik Salih Nâsîrüddîn Mahmud’un çizdiği plan üzerine 1208-09’da Mimar İbrahim oğlu Yahya tarafından yapıldığını okuruz. Silindirik planlıMahmud tarafından devam edilmiştir. Mahmud’un da 1222 yılında ölümüyle Mevdud zamanında 1223 yılında tekrar gözden geçirilen medrese bugünkü şeklini almıştır. Doğu batı istikametinde dikdörtgen bir alana oturan yapı, avlulu, tek eyvanlı ve iki katlı medreseler grubuna girer. Artukluların Mesudiye’den başka, yine Ulu Cami’ye komşu olarak yaptırdıkları Zinciriye medresesi de şehirdeki önemli eğitim kurumlarından biridir. Artuklu Kervansarayı İçkale’de Amida Höyük üzerinde bulunan sarayın kervansarayı olarak inşa edilen eser, Osmanlı döneminde şehrin valisi olan Hasan Paşa tarafından tamir edilip cezaevine dönüştürülmüştür. Giriş kapısı üzerinde bulunan kitabede, yapının Melik Sâlih Mahmud tarafından 600/1203-4 senesinde yaptırıldığı bilgisi yer alır. Günümüzde Diyarbakır Restorasyon ve Konservasyon Bölge Laboratuvarı olarak kullanılan Artuklu Kervansarayı, kareye yakın dikdörtgen bir plan şemasına sahiptir. Ortada açık avlu ve avlunun etrafında kapalı mekânlar yer almaktadır. Yapının girişi güneydedir. Dikdörtgen şeklindeki avlunun güneyinde kalan bölüm iki katlıdır. Buna karşılık doğu, batı ve kuzey bölümleri tek katlı olarak inşa edilmiştir. Ulu Beden Burcu Ulu Beden Burcu, şehri kuşatan dış kale surlarının güneybatısında yer alır. Evli Beden burcu olarak da bilinen burç 1208-09 tarihlidir. Kitabesine göre Artuklu Hükümdarı Melik Salih Nâsîrüddîn Mahmud döneminde, yine kendisinin çizdiği plan üzerine Mimar Caferoğlu İbrahim tarafından yapılmıştır. Cumhuriyetin ilk yıllarında, ev kirası ödeyecek imkânı olmayan bazı yeni evli çiftler bu burca yerleşip ev olarak kullandıkları için, Ulu Beden Burcu’na halk arasında Evli Beden Burcu da denmeye başlanmıştır. Ulu Beden Burcu, Yedi Kardeş Burcu’yla beraber, bir efsaneden yola çıkılarak Ben u Sen Burcu olarak da anılır. Silindirik planlı burç, planı ve bezemesiyle Yedi Kardeş Burcu’yla benzerdir. Burcun üzerinde güç, kuvvet, tılsım sembolü efsanevi yaratık tasvirlerine yer verilmiştir. Hâkimiyet sembolü çift başlı kartal, olağanüstü kuvveti sembolize eden kanatlı aslan ve sfenks kabartmaları bunlardan bazılarıdır. Yedi Kardeş Burcu Surların güneyinde yer alan Yedi Kardeş Burcu, Diyarbakır Kalesi’nin en büyük burçlarından biridir. Kitabesinden, yine Melik Salih Nâsîrüddîn Mahmud’un çizdiği plan üzerine 1208-09’da Mimar İbrahim oğlu Yahya tarafından yapıldığını okuruz. Silindirik planlıMahmud tarafından devam edilmiştir. Mahmud’un da 1222 yılında ölümüyle Mevdud zamanında 1223 yılında tekrar gözden geçirilen medrese bugünkü şeklini almıştır. Doğu batı istikametinde dikdörtgen bir alana oturan yapı, avlulu, tek eyvanlı ve iki katlı medreseler grubuna girer. Artukluların Mesudiye’den başka, yine Ulu Cami’ye komşu olarak yaptırdıkları Zinciriye medresesi de şehirdeki önemli eğitim kurumlarından biridir. Artuklu Kervansarayı İçkale’de Amida Höyük üzerinde bulunan sarayın kervansarayı olarak inşa edilen eser, Osmanlı döneminde şehrin valisi olan Hasan Paşa tarafından tamir edilip cezaevine dönüştürülmüştür. Giriş kapısı üzerinde bulunan kitabede, yapının Melik Sâlih Mahmud tarafından 600/1203-4 senesinde yaptırıldığı bilgisi yer alır. Günümüzde Diyarbakır Restorasyon ve Konservasyon Bölge Laboratuvarı olarak kullanılan Artuklu Kervansarayı, kareye yakın dikdörtgen bir plan şemasına sahiptir. Ortada açık avlu ve avlunun etrafında kapalı mekânlar yer almaktadır. Yapının girişi güneydedir. Dikdörtgen şeklindeki avlunun güneyinde kalan bölüm iki katlıdır. Buna karşılık doğu, batı ve kuzey bölümleri tek katlı olarak inşa edilmiştir. Ulu Beden Burcu Ulu Beden Burcu, şehri kuşatan dış kale surlarının güneybatısında yer alır. Evli Beden burcu olarak da bilinen burç 1208-09 tarihlidir. Kitabesine göre Artuklu Hükümdarı Melik Salih Nâsîrüddîn Mahmud döneminde, yine kendisinin çizdiği plan üzerine Mimar Caferoğlu İbrahim tarafından yapılmıştır. Cumhuriyetin ilk yıllarında, ev kirası ödeyecek imkânı olmayan bazı yeni evli çiftler bu burca yerleşip ev olarak kullandıkları için, Ulu Beden Burcu’na halk arasında Evli Beden Burcu da denmeye başlanmıştır. Ulu Beden Burcu, Yedi Kardeş Burcu’yla beraber, bir efsaneden yola çıkılarak Ben u Sen Burcu olarak da anılır. Silindirik planlı burç, planı ve bezemesiyle Yedi Kardeş Burcu’yla benzerdir. Burcun üzerinde güç, kuvvet, tılsım sembolü efsanevi yaratık tasvirlerine yer verilmiştir. Hâkimiyet sembolü çift başlı kartal, olağanüstü kuvveti sembolize eden kanatlı aslan ve sfenks kabartmaları bunlardan bazılarıdır. Yedi Kardeş Burcu Surların güneyinde yer alan Yedi Kardeş Burcu, Diyarbakır Kalesi’nin en büyük burçlarından biridir. Kitabesinden, yine Melik Salih Nâsîrüddîn Mahmud’un çizdiği plan üzerine 1208-09’da Mimar İbrahim oğlu Yahya tarafından yapıldığını okuruz. Silindirik planlıMahmud tarafından devam edilmiştir. Mahmud’un da 1222 yılında ölümüyle Mevdud zamanında 1223 yılında tekrar gözden geçirilen medrese bugünkü şeklini almıştır. Doğu batı istikametinde dikdörtgen bir alana oturan yapı, avlulu, tek eyvanlı ve iki katlı medreseler grubuna girer.
Artukluların Mesudiye’den başka, yine Ulu Cami’ye komşu olarak yaptırdıkları Zinciriye medresesi de şehirdeki önemli eğitim kurumlarından biridir. Artuklu Kervansarayı İçkale’de Amida Höyük üzerinde bulunan sarayın kervansarayı olarak inşa edilen eser, Osmanlı döneminde şehrin valisi olan Hasan Paşa tarafından tamir edilip cezaevine dönüştürülmüştür. Giriş kapısı üzerinde bulunan kitabede, yapının Melik Sâlih Mahmud tarafından 600/1203-4 senesinde yaptırıldığı bilgisi yer alır. Günümüzde Diyarbakır Restorasyon ve Konservasyon Bölge Laboratuvarı olarak kullanılan Artuklu Kervansarayı, kareye yakın dikdörtgen bir plan şemasına sahiptir. Ortada açık avlu ve avlunun etrafında kapalı mekânlar yer almaktadır. Yapının girişi güneydedir. Dikdörtgen şeklindeki avlunun güneyinde kalan bölüm iki katlıdır. Buna karşılık doğu, batı ve kuzey bölümleri tek katlı olarak inşa edilmiştir. Ulu Beden Burcu Ulu Beden Burcu, şehri kuşatan dış kale surlarının güneybatısında yer alır. Evli Beden burcu olarak da bilinen burç 1208-09 tarihlidir. Kitabesine göre Artuklu Hükümdarı Melik Salih Nâsîrüddîn Mahmud döneminde, yine kendisinin çizdiği plan üzerine Mimar Caferoğlu İbrahim tarafından yapılmıştır. Cumhuriyetin ilk yıllarında, ev kirası ödeyecek imkânı olmayan bazı yeni evli çiftler bu burca yerleşip ev olarak kullandıkları için, Ulu Beden Burcu’na halk arasında Evli Beden Burcu da denmeye başlanmıştır. Ulu Beden Burcu, Yedi Kardeş Burcu’yla beraber, bir efsaneden yola çıkılarak Ben u Sen Burcu olarak da anılır. Silindirik planlı burç, planı ve bezemesiyle Yedi Kardeş Burcu’yla benzerdir. Burcun üzerinde güç, kuvvet, tılsım sembolü efsanevi yaratık tasvirlerine yer verilmiştir. Hâkimiyet sembolü çift başlı kartal, olağanüstü kuvveti sembolize eden kanatlı aslan ve sfenks kabartmaları bunlardan bazılarıdır. Yedi Kardeş Burcu Surların güneyinde yer alan Yedi Kardeş Burcu, Diyarbakır Kalesi’nin en büyük burçlarından biridir. Kitabesinden, yine Melik Salih Nâsîrüddîn Mahmud’un çizdiği plan üzerine 1208-09’da Mimar İbrahim oğlu Yahya tarafından yapıldığını okuruz. Silindirik planlıMahmud tarafından devam edilmiştir. Mahmud’un da 1222 yılında ölümüyle Mevdud zamanında 1223 yılında tekrar gözden geçirilen medrese bugünkü şeklini almıştır. Doğu batı istikametinde dikdörtgen bir alana oturan yapı, avlulu, tek eyvanlı ve iki katlı medreseler grubuna girer. Artukluların Mesudiye’den başka, yine Ulu Cami’ye komşu olarak yaptırdıkları Zinciriye medresesi de şehirdeki önemli eğitim kurumlarından biridir. Artuklu Kervansarayı İçkale’de Amida Höyük üzerinde bulunan sarayın kervansarayı olarak inşa edilen eser, Osmanlı döneminde şehrin valisi olan Hasan Paşa tarafından tamir edilip cezaevine dönüştürülmüştür. Giriş kapısı üzerinde bulunan kitabede, yapının Melik Sâlih Mahmud tarafından 600/1203-4 senesinde yaptırıldığı bilgisi yer alır. Günümüzde Diyarbakır Restorasyon ve Konservasyon Bölge Laboratuvarı olarak kullanılan Artuklu Kervansarayı, kareye yakın dikdörtgen bir plan şemasına sahiptir. Ortada açık avlu ve avlunun etrafında kapalı mekânlar yer almaktadır. Yapının girişi güneydedir. Dikdörtgen şeklindeki avlunun güneyinde kalan bölüm iki katlıdır. Buna karşılık doğu, batı ve kuzey bölümleri tek katlı olarak inşa edilmiştir. Ulu Beden Burcu Ulu Beden Burcu, şehri kuşatan dış kale surlarının güneybatısında yer alır. Evli Beden burcu olarak da bilinen burç 1208-09 tarihlidir. Kitabesine göre Artuklu Hükümdarı Melik Salih Nâsîrüddîn Mahmud döneminde, yine kendisinin çizdiği plan üzerine Mimar Caferoğlu İbrahim tarafından yapılmıştır. Cumhuriyetin ilk yıllarında, ev kirası ödeyecek imkânı olmayan bazı yeni evli çiftler bu burca yerleşip ev olarak kullandıkları için, Ulu Beden Burcu’na halk arasında Evli Beden Burcu da denmeye başlanmıştır. Ulu Beden Burcu, Yedi Kardeş Burcu’yla beraber, bir efsaneden yola çıkılarak Ben u Sen Burcu olarak da anılır. Silindirik planlı burç, planı ve bezemesiyle Yedi Kardeş Burcu’yla benzerdir. Burcun üzerinde güç, kuvvet, tılsım sembolü efsanevi yaratık tasvirlerine yer verilmiştir. Hâkimiyet sembolü çift başlı kartal, olağanüstü kuvveti sembolize eden kanatlı aslan ve sfenks kabartmaları bunlardan bazılarıdır. Yedi Kardeş Burcu Surların güneyinde yer alan Yedi Kardeş Burcu, Diyarbakır Kalesi’nin en büyük burçlarından biridir. Kitabesinden, yine Melik Salih Nâsîrüddîn Mahmud’un çizdiği plan üzerine 1208-09’da Mimar İbrahim oğlu Yahya tarafından yapıldığını okuruz. Silindirik planlı olan burç iki katlıdır. Alt katlar depo olarak yapılmış, üst katlar ise savaş zamanlarında askerlerin konumlandırılması için tasarlanmıştır. Burç, Ulu Beden Burcu’nda olduğu gibi figürlü süslemeler bakımından zengin bir görünüme sahiptir. Çift başlı kartal ve kanatlı aslan kabartmalarının bulunduğu süslemeler, düzgün kesme taş malzemenin kullanıldığı dış cephede yer alır. Kartal figürü, şehri kötülüklerden koruyan tılsımlı bir motiftir. Kalelerde kartallar hem şehri müdafaa eden koruyucu ruh hem de şehre düşman, kötülük girmesini önleyici bir nazarlık tılsımıdır. Bezemelerde kullanılan kanatlı aslan figürü de kuvveti ifade etmektedir. Artuklu Köprüleri Artuklular’ın bölgede inşa ettiği köprüler, dünya köprü mimarisine örnek olacak değerdedir. Dünyanın en geniş kemer açıklı köprüsü Malabadi Köprüsü bu köprülerin en ünlüsüdür. 1147 tarihinde Artuklu Beylerinden Hüsamettin Timurtaş tarafından, Mervani döneminden kalma harap köprünün yerine yeniden yaptırılan Malabadi, ana gözlü, yolu dik eğimli plan şemasına sahiptir. Diyarbakır’ın 20-25 km. kuzeyinden geçen Devegeçidi Suyu üzerindeki Halil Viran Köprüsü, kitabesine göre Melik Salih Nâsîrüddîn Mahmud tarafından 1218-19 tarihinde yaptırılmıştır. Kitabede geçen “Üstâd Cafer, çizim Melik Sâlih” ibarelerinden, yapının ustasının Cafer olduğunu ve eserin planının Melik Sâlih Nâsırüddin Mahmud tarafından çizildiği anlaşılmaktadır. Köprü, yedi gözlü, sivri kemerli, yolu düz olan köprüler grubuna girer. Çermik-Siverek yolunda Sinek Çayı üzerinde bulunan Haburman Köprüsü, üzerindeki kitabeye göre, Artuklu Sultanı Necmeddin Alpı’nın kızı Zübeyde Hatun tarafından 595 (1198-9) senesinde inşa ettirilmiştir. Doğu-batı doğrultusunda uzanan, üç gözlü, sivri kemerli köprü, ortada büyük kemer gözü, yanlarda iki küçük boşaltma kemeri ile ana gözlü köprülerin özelliğini gösterir. Sonuç olarak, Artuklular, Diyarbakır ve çevresinde inşa ettikleri cami, medrese, köprü, kervansaray gibi yapılarla, şehrin kültürüne, sanatına ve mimarî çizgisine çığır açan bir tasavvur getirmiş; medeniyet birikimine büyük katkı sağlamışlardır.
Please wait while flipbook is loading. For more related info, FAQs and issues please refer to DearFlip WordPress Flipbook Plugin Help documentation.