Türkler’in akınlar halinde Anadolu’ya geldiği yılları, sanki bir dönem filmi izler gibi gözümüzde canlandırabilseydik, uzun yollar aşmış yorgun kafilelerden birinin, etrafı dağlarla çevrili bir kartal yuvasını gözüne kestirdiğini ve oraya doğru yarı merak, yarı heyecanla ilerlediğini görebilirdik. Tabiatın sarp kayalıklardan, derin vadilerden yana cömert davrandığı, başı rüzgârlara açık bu beldeyi kendilerine bir menzil, bir yurt bellediklerine bakılırsa, zorluklarla baş etmeyi seven güçlü kuvvetli insanlardı. Yerleşip, kök saldıktan, toruna torbaya karıştıktan epey sonra olmalı, adını Çüngüş koymuşlar bu beldenin. Kim, ne zaman, niye Çüngüş demiş tam olarak bilen yok. “Çoban kaçıran kuş” anlamına gelen ‘Çınkuş’ kelimesinin zaman içinde Çüngüş’e dönüştüğü rivayetinin kulağa da gönle de hoş geldiğini itiraf edelim. Çobanları kaçıran kuşlara dair mitolojik bir hikâye var olsaydı eğer, evlerini bir yanı uçurumlu kayaların üstüne korkusuzca oturtan Çüngüş halkını anlatırdı muhtemelen. Doğrusu şu ki çetin tabiat şartları gereği mücadeleci ve azimli bir yapıya sahip olan Çüngüşlüler zaten bir efsanenin içinde yaşar gibiler. Yörede sıkça kullanılan “Çüngüş’ün topalı Bağdat’a gider” sözü mesela, hayatı hep inişlerin ve çıkışların bol olduğu engebeli bir arazi olarak tecrübe etmiş halkın gayretli ve çalışkan tabiatını gayet güzel tanımlar.
Peki, tam olarak nerededir bu ilçe? Oraya ne için gidilir? Tarihi eserleri var mıdır? Yoksa gezginleri bekleyen yalnızca doğa sporlarına pek elverişli çetin bir tabiat mıdır?
Hem Tarih, Hem Doğa Çüngüş, etrafı nehirlerle ve dağlarla kuşatılmış ve bir kaya üzerine kurulmuş olmasıyla bile ziyareti hak ediyor aslında. Görkemli dağlar üzerinden kopup gelen rüzgârların insana tazelik ve dirilik verdiği ilçeye varanlar, burada hem tarih hem de doğa bulacaklar. Tarih deyince, Osmanlı dönemi binaları yanında ilçede asırlar boyu Türklerle beraber yaşayan Ermeniler’in geride bıraktığı eserleri de hatırlamak ve hatta Roma dönemine kadar uzanmak gerekir. Fırat’a nazır Çüngüş Kalesi sözgelimi, günümüze yalnızca sarnıç bölümü ulaşmış olsa da Roma döneminden esintiler taşır. Ve kadim Ermeni mabetleri; kuruluş tarihi bir rivayete göre iki bin yıl öncesine kadar giden Meryem Ana Manastırı ve Cami-i Kebir Mahallesi’ndeki Surp Garabed Kilisesi, vaktiyle ilçede yaşanan hoşgörü ortamının canlı şahitleri olarak ayakta durmaya devam ederler.
Çüngüş’te Osmanlı dönemi yapılarını görmeden önce, şehrin manevi koruyucusu kabul edilen Hasan Dede’nin türbesini ziyaret edip, hâl diliyle selamlaşmak gezi için hoş bir başlangıç olabilir. İlçe girişindeki mezarlıkta medfun bulunan Hasan Dede’nin kimliği hakkında pek fazla bilgi yok, ancak bir vakitler orada kurulan tekkenin şeyhlerinden olduğu aşikâr.
Tekkeye ait Osmanlı belgeleri de Hasan Dede’den aziz bir şahsiyet olarak söz eder. Çüngüş’te iki kültürlülüğün izlerini sürerken, gezi rotası kiliseler ve camiler arasında salınıp durur.
16. yüzyılda Pirî Bey tarafından yaptırılan Cami-i Kebir, şehrin en eski camisi olarak haklı bir şöhrete sahiptir ancak o dönem mimarîsine ilgi duyanlar ve tabii kutsal mekanlarda huzur bulanlar, Cami-i Suk olarak da bilinen Çarşı Camii’ni ve Kapıkıran Mehmet Ali Paşa’dan hatıra Ali Bey Camii’ni de ziyaret edebilirler.
Çüngüş Çayı üzerine kurulmuş Osmanlı zamanından kalma köprünün de, yine ilçe tarihinin önemli figürlerinden Kapıkıran Mehmet Ali Paşa tarafından 17. yüzyılda yaptırıldığı tahmin ediliyor. Malatya-Urfa güzergâhı arasında önemli bir geçiş noktası olan bu köprü, tek gözlü oluşuyla Artuklu tarzı köprüleri hatırlatır. Osmanlı elinin değdiği her yerde camilerden sonra hamamları da görebileceğinizi tahmin edersiniz. Nitekim Çüngüş de 16. yüzyıldan kalma hamamıyla, hem yerli halka hem de gezginlere geleneksel bir arınma imkânı sunar.
Doğa Gezginleri İçin Saklı Güzellikler
Çüngüş, tarihi eserlerinin yanı sıra tabii güzellikleriyle de seyahat listelerine eklenmeyi hak ediyor. Güneydoğu Anadolu’da yer almasına rağmen iklim ve coğrafi özellikleriyle civardaki yerleşim yerlerinden daha farklı olan ilçe, bu haliyle doğa sporlarının her türü için bir cazibe merkezi olmaya aday. Fırat Nehri’ne karışan Çüngüş Çayı ve Karakaya Baraj Gölü, ilçenin etrafını çepeçevre kuşatan Akdağlar, Hazar Baba, Piran, Abaza ve Savucak dağları, sınırlarını zorlamak, gücünü denemek ya da yalnızca tabiatta eğlenmek isteyen herkese aradığını sunar: Yamaç paraşütüne uygun tepeler ve rüzgârlar, dalgıçları memnun edecek derin sular, tırmanışçıları harekete geçirecek sarp kayalar, bisikletçileri zorlayacak dağlar, kuytularda olmayı sevenlere kanyonlar ve tabiatla bütünlük içinde, yol kenarlarındaki bitkileri inceleyerek, kuş seslerini dinleyerek yürümeyi sevenlere patikalar…
Günün sonunda yorgun argın ilçeye dönenler de orada konuksever bir halk bulurlar. Zorlu tabiat şartlarına rağmen tarım ve hayvancılıktan vazgeçmeyen ve ‘ekmeğini taştan çıkarmasıyla’ şöhret bulan halkın en önemli gelir kaynağı üzümcülüktür aslında. Osmanlı döneminden bugüne üzüm yetiştirmeye devam eden ilçe merkezi ve köylerinde bağcılığın günden güne gelişiyor olması sevindirici. Çüngüş’ü bir bağbozumu zamanında ziyaret ederseniz birbirinden çok farklı lezzetlerde üzümlerin tadına bakabilirsiniz; ama kışa yakın, ilçe halkının yavaş yavaş evlere çekildiği, odun ateşlerinin üzerine koca kazanların oturdulduğu bir dönemde oradaysanız, üzüm pestilleri ve sucukları düşer bahtınıza. Siz belki de pastoral güzelliklerin peşinde koşan bir fotoğraf tutkunusunuz. O zaman ağaç yapraklarının yeşilden sarıya, sarıdan turuncuya boyandığı sonbaharı veya tabiatın uyandığı coşkulu ilkbaharı beklemelisiniz.
Hasılı Çüngüş, birbirinin ışığını kesmeden, art arda sıralanan kerpiçten munis evleriyle, yamaçlarda yeşil bir vaha gibi beliren köyleriyle, vadilerin inişi, dağların yükselişiyle ve Fırat’ın uzaktan uzağa duyulan kadim türküsüyle hep oradadır. Belki bu yaz Çüngüş Çayı’nda serinlerken bulursunuz kendinizi, yüksek dağlardan mis kokulu kekikler toplarken ya da bir toprak evin mavi penceresinden bakarken… Kim bilir!
Please wait while flipbook is loading. For more related info, FAQs and issues please refer to DearFlip WordPress Flipbook Plugin Help documentation.