Ergani’de efsanevî bir kavalcı Zülkif Yokuş

  Erganili Kavalcı Zülfo hakkında o kadar az malumat var ki elimizde, gerçekte böyle biri olmadığı konusunda şüpheye kapılacağız handiyse. Onu görenler var tabii, konuşmuş olanlar ve efsanevi kavalını dinleyenler… Ama birileri ona dair konuştuğunda bir hayali kişiyi, bu dünyadan gelip geçmiş bir gölgeyi, mitolojik bir kahramanı anlatır gibidir. Söz, kaval çalışına geldiğinde hele, ifadeler… Okumaya devam et Ergani’de efsanevî bir kavalcı
Zülkif Yokuş

Diyarbakır Suriçi’nde Yitirilen tarihî sesler

Bazen duyduğumuz bir ses bizi çocukluğumuza götürür, geçmişte yaşadığımız bir mekânı hatırlatır. Bu ses bir kuş sesi, bir satıcının sesi ya da bir şarkı olabilir. Ses ve mekân ilişkisi çoğu zaman hafızamızda bir bütün olarak kaydedilir. Sesini yitirmiş bir mekânda hüzünlenir, bir şeyler eksikmiş gibi hissederiz.Kültürel miras algısındaki değişimin ve insanlığın ortak değerlerini koruma noktasında… Okumaya devam et Diyarbakır Suriçi’nde Yitirilen tarihî sesler

Recep Kaymak’la söyleşi “Halk müziği her zaman, taptaze yaşayan bir müziktir”

Diyarbakır, aynı toprakta, aynı göğün altında hep birlikte söylenen, dilleri farklı olsa da gönülleri bir olan türkülerin, şarkıların, ağıtların, ninnilerin şehridir. Bir yandan yetiştirdiği onlarca bestekârın saray mûsıkîsine katkı sunan besteleriyle, bir yandan seslerini bir enstrüman gibi kullanan dengbêjlerin sözleriyle, bir yandan da çeşnisini şehrin kalesinden, bağından, bahçesinden, suyundan alan türküleriyle renklenen müzikal bir mozaiktir.… Okumaya devam et Recep Kaymak’la söyleşi
“Halk müziği her zaman, taptaze yaşayan
bir müziktir”

Çok renk, ortak ses Diyarbakır müziği

Diyarbakır, Osmanlı döneminden bugüne, çevresindeki diğer şehirleri de içine alan büyük bir eyaletten vilayete ve sonrasında da bir metropole dönüşmüş ‘çok kültürlü’ bir kent merkezidir. Eyalet, vilayet ve şehir kavramlarını ele aldığımız zaman, ilk olarak şehrin kendi kültüründen, ikinci olarak şehrin etrafıyla birlikte ürettiği kültürden, üçüncü olarak da şehrin daha geniş bir alanla alışverişinden hâsıl… Okumaya devam et Çok renk, ortak ses Diyarbakır müziği

Bu toprakların güzel sesi Diyarbakırlı Celal

Müzik ruhun gıdası evet. Ama çok daha fazlası: Yol göstereni, teskin edeni, şifayla dokunan nağmesi. O nağme bazen usta elinde dile gelen bir enstrümandan çıkar; bazen de canlı kanlı bir insandan, bir gırtlaktan daha doğrusu, bir çift ciğerden… Celal Güzelses’in insanın içine işleyen sesi de, yorumu da tam bu tarife uygundur işte. Öyle bir ses… Okumaya devam et Bu toprakların güzel sesi Diyarbakırlı
Celal

Mûsıkîden “Gırani”ye

Amida, Diyarbekir, Diyarbakır… Bu isimler şehrin, farklı imparatorluklar ve medeniyetler çatısı altında geçirdiği değişik dönemleri ve farklı medeniyetlere ait kültürleri işaret eder. Yoğunlukla Suriçi’nde yaşanan bu farklı kültürler, yüzyıllar içerisinde birbirini etkilemiş ve 2000’li yılların başına kadar birikerek ortaya çıkan ve adeta kültleşen bir kültürün ortaya çıkmasına vesile olmuştur. Suriçi kent alanını büyük oranda kapalı… Okumaya devam et Mûsıkîden “Gırani”ye

Kadim kentin nostaljik kasetçisi Stüdyo Ses

Diyarbakır Suriçi’nde gezinirken kulağınıza her bir yandan şehrin müziği ilişir. İşlek caddelerde meyan şerbeti satıcıları taslarını ahenkle şıngırdatır; ara sokaklarda bir sobacının veya demircinin ‘tık tık’larına bazen de bir bakırcının ‘çın çın’ları karışır. Müzik, günlük telaşelerin arasında bir yerde, beklenmedik bir zamanda bulur sizi. Melikahmet Caddesi’nden Behrampaşa Sokağı’na kıvrıldığınızda duyduğunuz, sizi gençliğinize veya çocukluğunuza götüren… Okumaya devam et Kadim kentin nostaljik kasetçisi
Stüdyo Ses

Diyarbakır’da tekke mûsıkîsi Zikir, devran, semâ, mevlid

Diyarbakır, geçmişten bugüne, ilim, irfan, kültür ve sanatta bir ‘Merkez Şehir’ olarak hep ön planda olmuştur. Göz kamaştırıcı kültürel hayatının yanı sıra, İslâm medeniyetinin önemli bir unsuru sayılan mûsıkîye de, zengin bir katılım ve birikim sunarak, hak ettiği değeri veren ender şehirlerdendir.Diyarbakır mûsıkîsinin gelişme gösterdiği ilk dönem Artuklular zamanıdır. Şehir, Akkoyunlular’ın başkenti olduktan sonra da,… Okumaya devam et Diyarbakır’da tekke mûsıkîsi Zikir, devran, semâ, mevlid

Diyarbakır’da kaybolan bir gelenek Velime Geceleri

Velime Geceleri, Diyarbakır’a ait, geçmi- şi eski tarihlere dayanan, içerisinde ahlâk, din, tasavvuf, felsefe, edebiyat ve tarih sohbetlerinin yanı sıra, saz ve söz unsurlarını da barındıran geleneksel bir eğlence türüdür. Eskiden Diyarbakır kent merkezinde düzenli olarak yapılan Velime Geceleri, temelde meşk yöntemini esas alır ve şehrin kültürel değerlerinin ve tarihî birikiminin kuşaktan kuşağa aktarılmasına vesile… Okumaya devam et Diyarbakır’da kaybolan bir gelenek Velime Geceleri

Söz de uçmaz yazı kadar Dengbêjin sözü

engbêjlik, sözlü edebiyatın çok önemli bir parçası. Aynı zamanda toplumsal hafızanın da. Hafızadan kâğıda, kâğıttan hafızaya geçen edebiyat ürünlerinin aksine, dengbêjlerin kılamları hafızadan hafızaya aktarılır. Tabii bir de kalpten kalbe. Dengbêjlerin yaptığı, esasında, içinde yaşadıkları toplumun hissettiklerini açığa çıkarmaktır. Fotoğraflar: Hasan Namlı Kelimeyle yeni karşılaşacak olanlar için bir tanım yapmak gerekirse dengbêj, kalabalık ortamların içinde… Okumaya devam et Söz de uçmaz yazı kadar Dengbêjin sözü